tag:blogger.com,1999:blog-66250847209835539082024-03-08T07:01:30.317-08:00Seks Hikayeleri , Erotik Hikayeler , Porno HikayelerFotocuhttp://www.blogger.com/profile/10626303701104549375noreply@blogger.comBlogger2125tag:blogger.com,1999:blog-6625084720983553908.post-73203150325294038432014-10-14T05:07:00.003-07:002014-10-14T05:11:32.191-07:00Kocam Sikemeyince Bol Bol Siktiriyorum<br />
<div style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;">
<img src="http://media.tumblr.com/13f55443f01418fb653ce909f8960a05/tumblr_ncqar3ByWi1qjdnyzo1_1280.jpg" height="225" width="400" /></div>
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<div style="text-align: left;">
<blockquote class="tr_bq">
Öfkeyle, nereye gittiğimi bilmeden hızlı adımlarla yürüyüp
duruyordum. Dağ evinde çıplak kocamın önündeki pörsümüş erkekliği, bir
yandan işyerinden gelen telefonla görüşmeye çalışırken, bir yandan bana
çaresizce bakışları gözümün önünden gitmiyordu. Hırstan gözümden yaşlar
dökülüyor, etrafımdaki güzellikleri sis perdesinin arkasından
görüyordum.</blockquote>
</div>
<br />
Neden sonra kendime geldim. Dağlık arazide giderek yukarılara
yükselen eğimli dar patikada hızlı yürüyüş temposu iyi gelmişti öfkeme…
Soluk soluğa kalmıştım. Etrafıma bakındım. Nereye gelmiştim böyle?<br />
<br />
Cennetten bir köşeydi sanki… Her taraf yemyeşil bitki örtüsüyle
kaplıydı. Yeşilin her rengi üstüme üstüme geliyordu… İsmini bilmediğim
ağaçlar, yerlerde otlar, etrafı çevreleyen dağlarda yankılanan türlü
türlü kuş cıvıltıları… Su sesi geliyordu kulağıma kuş cıvıltılarının
arasında… İleride sıklaşan ağaçların arasından geliyordu şırıltı… Köyün
içinden akan dere olmalıydı bu, kaynağı burasıydı demek ki…<br />
<br />
Biraz daha ilerledim. Vadinin tabanında akan dereyi gördüm…
Patika yolun biraz altında, dağdan taşıdığı millerle kumdan çakıldan
minik bir düzlük oluşturmuş, kayaların arasından şırıl şırıl akıyordu.
Hayranlıkla, huzur içinde suyun sesini dinledim. Derin bir nefes alıp
yeni yeni ayırdına varmaya başladığım çamların, dağdan esintiyle gelen
kekiklerin, dağ çiçeklerinin, çimenlerin kokularını ciğerlerime çektim.
<br />
<br />
Derenin kenarına kadar ilerledim. Tertemiz, berrak bir suyu
vardı. Eğilip elimi soktum, önce tadına baktım birkaç yudum alıp… Sonra
avuçlarımla tekrar tekrar su alıp yüzüme çarptım. Yürüyüş temposuyla
terleyen yüzümü yıkadım. başımı kaldırıp etrafıma, dört bir yana
bakındım dikkatlice…<br />
<br />
Yeryüzündeki tek insan, Havva gibiydim şu dağın başında… Kuş
cıvıltılarından başka bir kul yoktu etrafta… Üzerimdeki askılı tişörtü
çıkarıp kenara koyuverdim. Derenin serin suyunu bolca alıp yüzüme yüzüme
çarptım. Gözlerimi kapatarak yüzümü, saçlarımı ıslatan suyun boynumdan
çıplak göğüslerimden bedenime, okşayarak, süzülerek inişini hissettim.
Su damlaları bir erkeğin nazik okşayışları gibi iri memelerimin
arasından kendine yol bularak iniyordu aşağılara…<br />
<br />
Yalnız olmanın verdiği rahatlıkla, üzerimde sadece bir kısa
kloş etek ve spor ayakkabılarımla huşu içindeydim bu ıssız vadide… Tam
rahatlamış, huzur içinde etrafımdaki güzellikleri izlemeye başlamıştım
ki, ileriden bana seslenen kocamın dağda yankılanan sesini duydum.<br />
<br />
“Güüll…” diye bağırıyordu…<br />
<br />
Canım sıkıldı. Başımı çevirip baktım. Arkamdan beni aramaya
çıkmış olan kocam nefes nefese bana doğru geliyordu. Patika yoldan inip
yuvarlana yuvarlana yanıma, derenin kenarına kadar geldi. Dili bir karış
dışarıya çıkmış, eğilip dizlerinden destek almaya çalışıyordu.<br />
<br />
“Aşkım, ne arıyorsun bu dağ başında buralarda? Sana yetişmeye
çalışıcam diye koşturmaktan bittim valla…” Sinirlerim geriliverdi bir
anda yine… Tersledim,<br />
<br />
“Gelmeseydin sen de… Ne diye geldin?” <br />
<br />
“Merak ettim Gül… Öfkeyle çıkıp gidiverdin.” Etrafına bakındı
tedirgin tedirgin… “Yalnız başına… Kadın halinle…” Gözlerini açarak ilk
defa görmüş gibi hayretle çıplaklığıma baktı… “Böyle çırılçıplak… Ne
yapıyorsun sen karıcım?” Acıyla güldüm,<br />
<br />
“Merak etmiş…” Öfkem kabardı yine, sesim giderek yükselmeye
başladı. “Niye merak ediyorsun ki? Burda da yalnızım, evde yatakta da
yalnızım ben… Sen… Sen işinle evlisin. Ben kadınım ama sen erkek misin?
Sikmeyi bile beceremiyorsun, erkek müsveddesi… Bıktım artık senin
kalkmayan sikinle uğraşmaktan… Anlıyor musun? Bıktım… Bıktım…”<br />
<br />
Gözlerimden yaşlar akıyordu bunları yüzüne haykırırken…
Yaklaştı, beni kollarının arasına almaya, yatıştırmaya çalıştı.<br />
<br />
“Yapma karıcım, üzme beni… Biliyorsun iş stresi, şu bu… Geçici
işte… Üzme beni… Seni deli gibi seviyorum. Geçecek bunlar… Bir çaresine
bakarız… Yıpratma kendini… ”<br />
<br />
“Dayanacak halim kalmadı benim… Gencecik kadınım ben…
İhtiyaçlarım var… Geçecek geçecek diyorsun, bunca zamandır geçmedi
işte… Hep aynı, hep aynı… Her şey para demek değil ki… Sevişmek
istiyorum. Yanıyorum. Ateşimi söndür istiyorum. Ama nerde?” <br />
<br />
Öfkeden deliye dönmüştüm, kendimi kaybetmiştim adeta… Her
zamanki, ölçülü ev kadını gitmiş, başka bir Gül gelmişti sanki.. Bir
elimle kloş mini eteğimi tutup yukarı kaldırdım. Külot yoktu altımda…
Diğer elimle çıplak kadınlığımı avuçlayıp ona gösterircesine sıktım,<br />
<br />
“Şuna bak… Yanıyor bu… Amım yanıyor… İçine girilsin istiyor.
Erkek gibi erkek olsan, doyurursun bunu… Aç bırakmazsın… Neden kalktık
geldik buraya? İşinden, şehirden uzaklaş diye… Stres bitsin, sikin
kalksın diye, cinsel yaşamımız düzelsin diye… Ama sen ne yapıyorsun?
Burada bile iş düşünüyorsun.”<br />
<img src="http://33.media.tumblr.com/38ec17ff44177228b72214ffa4ea7ee9/tumblr_mn2gitBtON1qbh1xjo1_500.gif" /><br />
<br />
“Yapma Gül… Yaşadığın lüks hayatı, arabaları, yazlığı, her şeyi
unutuyorsun. O iş sayesinde oluyor bunlar… Bu kadar büyütme” Artık
ikimiz de burun buruna, bağırmaya başlamıştık birbirimize…<br />
<br />
“Senin olsun hepsi… Al başına çal. Her şeyim var ama, erkeğim
yok. Şimdiye kadar aldatmadım seni, boynuzlamadım, ar namus dedim. Ama
bitti artık. Dayanamıyorum. Ayrılalım. Erkek istiyorum ben… Kadınlığımı
yaşatacak erkek istiyorum. Bana seksi yaşatacak, beni adam gibi
sikecek,sikilmeye doyuracak erkek istiyorum, anlıyor musun beni?”<br />
<br />
“Azgın fahişe… Bir sürü vibratör aldım sana… Oynayıp
duruyorsun işte onlarla… Şimdiye kadar şikayetin yoktu, benim yanımda
sokup çıkarıyordun kızışmış amcığına… Şimdi ne oldu?”<br />
<br />
“Aptal herif… Gerçek erkeğin sikinin yerini tutar mı onlar?
Sen ne anlarsın? Erkeğin altında ezilirken orgazm olmanın zevkini vermez
o sahte plastikler… Öpüşmezler sikişirken… Sevip okşamazlar, bedenime
sarılmazlar, öpüp koklamazlar… “<br />
<br />
“Abartma işte azgın fahişe…”<br />
<br />
“Fahişe ha? Bunca zaman o küçük pipinin kahrını çeken, seni
boynuzlamayan ben fahişeyim ha? Ama gör sen, boşanıcam senden, gidip
istediğim gibi gerçek erkek bulacağım kendime… Bir işaretime bakar.
Senin yanında bile asılıyorlar, en yakın arkadaşların hatta… Haberin yok
senin… Gidip erkek bulucam. Hatta erkek değil, erkekler… Birden fazla…
Erkekler bulacağım. Koca yaraklı erkekler… Doya doya sevişicem onlarla…
Kadınlığımı, gençliğimi, güzelliğimi yaşayacağım. Cinselliğin tadına
varmak istiyorum artık… Seksin… Sevişmenin… Sikişmenin… ”<br />
<br />
Sustum sonunda…. Bir şey söylemeden bakıştık. Öfke patlaması
yaşıyordum. Kocam da şaşırmış, ne diyeceğini bilemeden bakakalmıştı
yüzüme… İlk defa böyle bir patlama yaşıyorduk evliliğimiz boyunca… Kısa
bir sessizlik oldu. Derenin şırıltısı… Kuşların cıvıldamaları… Rüzgarın
sesi… Konuşmadık bir an… Kinle bakışıyorduk. Sonra o sessizliği tok bir
erkek sesi bozdu,<br />
<br />
“Biz yardımcı olalım mı gençler?”<br />
<br />
“Ayy…” diye bir çığlık koparıp korkuyla başımı sesin geldiği
yöne, patika tarafına çevirdim kocamla aynı anda… Patika yolun kenarında
iki adam… Ellerinde birer tüfek, sırtlarında çanta, gözleri bizde, daha
çok bende, sırıtarak bakıyorlar… Sırtlarındaki yelekler, pantolonlar,
ayaklarındaki kalın botlardan ava çıktıkları belli oluyor.<br />
<br />
Nasıl bu kadar rahat olabildim, nasıl böyle çıplak kalmaya
cesaret edebildim diye kendi kendime kızarak aniden eğildim, yerdeki
tişörtümü alıp arkamı döndüm erkeklere, sırtıma geçirdim. Tekrar onlara
döndüğümde nerdeyse burun buruna geldim adamlarla…<br />
<br />
Bir anda patikadan aşağıya inmiş, yanımızda bitivermişlerdi
ben tişörtümü giyene kadar… Kocam beti benzi atmış bir halde adamlarla
benim arama girip beni perdelemeye, korumaya çalışarak,<br />
<br />
“Ne.. Ne diyorsunuz siz arkadaşlar? Ne işiniz var burada?” diye kekeledi.<br />
<br />
Korkuyla erkeklik gösterisi arasında kalmış bir tavrı vardı.
Ve ben bile etkilenmemiştim onun söylediklerinden… Korktuğu o kadar
belli oluyordu ki… Nitekim öndeki adam tınmadı bile,<br />
<br />
“Siktir lan…” diyerek eliyle kocamın kolundan tutup yan tarafa
savurtuverdi. Bu ani hareketi beklemeyen kocam yerdeki çakılların
üzerine seriliverdi boydan boya…<br />
<br />
Adamla göz göze geldik. Bende de korku, ama daha çok öfke
vardı. Bu iki yabaninin çıplak bedenimi görmesine sebep olmuştum.
Kendime, kocama, adamlara öfke doluydum.<br />
<br />
Adamlarsa yiyecek gibi bakıyorlardı bana, tişörtün
saklayamadığı, inip kalkan göğüslerime, mini eteğimin meydanda bıraktığı
çıplak bacaklarıma… Lider tavırlı olan önümde, diğeri yan tarafıma
geçmişler beni seyrediyorlardı. Elimde olmadan ürperdim, göbeğimi açıkta
bırakan tişörtün eteklerini tutup çekiştirdim, örtmeye çalıştım. Ben
göbeğimi örtmek için alttan çekince bu kez memelerim çataldan aşağı
açıldı. Kendi haline bıraktım ben de…<br />
<br />
Esmer, sakalları uzamış, iri yapılı, ayı gibi bir şeydi
önümdeki adam… Önü açık, göğsünün kılları görünen kareli gömleğinin
kollarını sıvamıştı. Tüfeği tutan kürek gibi elleri, kalın bilekleri
göze çarpıyordu.<br />
<br />
“Deminki muhabbetiniz yarım kaldı bayan…” dedi o kalın
sesiyle… Alaycılık vardı biraz sesinde, çokça istek, şehvet…
Gözlerindeki bakışlar tamamlıyordu o şehveti… Dişisini görmüş vahşi
hayvan bakışları vardı o gözlerde…<br />
<br />
“Ne muhabbeti? Ne diyorsunuz siz?” dedim.<br />
<br />
“Kocanla yaptığın muhabbetten bahsediyorum. Hani sikemiyordu
seni kocan… Kendine erkek bulacaktın gidip… Amcığın yanıyordu hani…
Yarak istiyordu… Sikilmek istiyordu… O muhabbet diyorum…”<br />
<br />
Elindeki tüfeği bir anda indirip namlusuyla eteğimi
kaldırıverdi. Korkuyla irkildim, eteğimi indirmeye, iki vahşinin
gözleriyle sikmeye başladığı kadınlığımı örtmeye çalıştım. Kendimi bir
adım geriye attım. Arkama baktım telaşla, arkamda dere var, gidecek
yerim yok. Yan tarafa bir adım atayım dedim, ikinci adam sırıtarak önüme
geçip engel oldu hareketime… Önümde de koca ayı… Kaçacak yerim yok.
Çaresiz kaldım.<br />
<br />
“Kocamla benim aramda bunlar… Sizi ilgilendirmez. Bırakın gidelim.” dedim öfkeyle…<br />
<br />
“Yoo… Artık bizi de ilgilendiriyo. Kamu malı oldunuz, halka
açıldınız bağıra bağıra… Biz centilmen adamlarız bayan… Kulak misafiri
olduk, derdinizi duyduk, zor durumda olduğunuzu öğrendik. Size yardıma
geldik. Sizin derdinizi hallediverelim gari dedik, öyle mi Rıfat? Yalan
mı diyom?”<br />
<br />
“He valla… Doğru söylüyon ağam…” dedi yardakçısı… Sırıtıyordu.
Bana bakıyordu direkt, nerdeyse salyaları akacaktı açık ağzından…
“Yardım edek size bağyan… Heç merak etme, bi çırpıda hallederiz derdini,
tasa etme… Senin dermanın oluruz. Sike doyururuz seni…”<br />
<br />
Bunu söylerken elini pantolonun önüne atmış, kabarıklığını
okşuyordu hayvan… Arsız, yüzsüz herif, bir anda siz’li konuşmaktan
vazgeçmiş, sen demeye başlamıştı cümlenin ortasında… O anda kocam yerden
kalkıp aramıza giriverdi. Kollarını açıp beni heriflerin sikici
gözlerinden korumaya çalıştı.<br />
<br />
“Bakın, sorun istemiyoruz tamam mı? Bırakın çekip gidelim.
Başımıza bir şey gelecek olursa fena halde başınız ağrır. Siz kim
olduğumu bilmiyorsunuz benim…” diye efelendi. Yardakçısının ağam diye
hitap ettiği ayı gülerek sordu,<br />
<br />
“Peki sen bizim kim olduğumuzu biliyo musun beyfendi?”<br />
<br />
“Nerden bileyim kim olduğunuzu bu dağ başında? Ne önemi var şimdi bunun?” dedi kocam…<br />
<br />
“Bak iştee… Ne güzel, kimse kimseyi tanımıyo… İşimizi görüp
gidicez, sizin derdinizi de halledicez. Güzel karını bir güzel sikicez…”<br />
<br />
“Ne diyorsun ulan sen?” diye bağırarak yakasına sarıldı kocam,
kendini kaybetmiş gibiydi. Daha cümlesini bitiremeden, ağanın elini
kaldırmasıyla kocamın suratına okkalı bir Osmanlı tokadı yerleştirmesi
bir oldu. Kendi etrafında şöyle bir dönen kocam yere yığılıp kaldı.
Elleriyle yüzünü tutuyor, burnundan kan boşanıyordu.<br />
<br />
“Kal orda şehir züppesi…” diye hırladı tepesinde ağa…
“Kalkarsan gebertirim. Hasan benim adım… Dediğimi yaparım, ona göre
ayağını denk al… Biz seksi karının ifadesini alırken, karnını doyururken
sen orda uslu uslu oturacaksın, tamam mı? Anlaştık mı? Başını salla,
anladığını anlayam ben de… Yoksa gebertirim şuracıkta seni, leşini
köpekler yer…”<br />
<br />
Kocam kanlı ağzı burnuyla başını salladı evet anlamında
çaresizce… Ben ise ümitsizce bakınıyordum. Ne kaçacak yerim vardı, ne de
yardım edecek birileri… Bu dağ başında yapayalnızdım bu ayılarla… Hasan
bana döndü kocamı azarladıktan sonra,<br />
<br />
“Şimdi gelelim sana küçük hanım…” dedi. “Vakit geldi. Şu
derdin neymiş bana da anlat bakalım. İyice anlayalım, ona göre çare
bulalım derdine…” derken elindeki tüfeği adamına uzatıyordu. Üstündeki
avcı yeleğini çıkarıp attı. Sikici bakışlarla beni baştan aşağıya
süzerken gömleğinin düğmelerini açtı, onu da çıkardı.<br />
<br />
Belden yukarısı çıplaktı şimdi. Ayağında pantolon ve kalın
botlar kalmıştı. Kıllı bedeni kas yığınıydı. Her hareket ettiğinde
kasları yumru yumru görünüyordu kalın bedeninde… Geniş göğsü, dümdüz
karnı, nerdeyse belim genişliğinde pazuları, kocaman pençeleri… Tıpkı
bir ayı gibiydi karşımda… <br />
<br />
Ani bir kararla yan tarafa atıldım birden, karşıma Rıfat çıktı
yine… Durdum, ikisi yan yana geçişimi, kaçışımı engelleyecek şekilde
karşımda duruyorlardı. Arkamda dere vardı, sesini duyuyordum.<br />
<br />
Ben de arkamı döndüm, dereye doğru atıldım. Su dizlerime
geliyordu ilk anda… Buz gibi suyu bacaklarımda hissedince titredim.
Erkekler arkamda duraklamışlar, beni izliyorlardı. Niye takip etmiyorlar
diye düşünerek ilerledim, karşı kıyıya geçmeyi, kaçmayı düşünüyordum.<br />
<br />
İki adım daha atınca su birden derinleşiverdi. Bir anda belime
kadar suya gömülmüştüm. İki üç metre genişliğindeki derenin bu kadar
derin olması bir anda şaşırttı beni… Suyun akıntısı da güçlüydü. Tam
ortadaki bir kayaya tutunmak zorunda kaldım. Su nerdeyse beni
götürecekti, öyle şiddetli akıyordu burada… Hasan seslendi arkamdan,<br />
<br />
“Boşa uğraşma güzelim… Balım… Geçemezsin. Bizi bile zorlar bu
su, ilerde köprüden dolanırız. Hadi gel bu tarafa sultanım… Amın götün
donacak yoksa, hasta olacaksın.”<br />
<br />
Kayaya zorlukla tutunmuş vaziyette, hırsla dört bir yana
bakındım. Dişlerim takırdıyordu suyun soğukluğundan… Doğru söylüyordu,
su geçilecek gibi değildi. Kendimi bıraksam diye düşündüm, hemen
vazgeçtim.<br />
<br />
Hangisi daha kötü diye düşündüm bir an… Boğularak ölmek mi?
Yoksa bu ayıların gönlünü yapmak mı? Ölmek? Yo, bu genç yaşımda, hele
boğularak ölmek… Geriye dönmeliydim. Belki… Bir umut… Yalvarsam,
yakarsam, bırakmalarını istesem, ayaklarına kapansam… <br />
<br />
Korka korka ellerimi bıraktım. Akıntıya karşı koymaya
çalışarak bir iki adım attım. Hasan kıyıdan tüfeğinin namlusunu
uzatıyordu tutmam için… Ucundan yakaladım, ondan destek alarak şiddetli
akıntıyı alt etmeye çalıştım, kenara yaklaştım.<br />
<br />
Suyun zemini iri kayalarla doluydu, yosun kaplı, kaygan… Spor
ayakkabının tabanı yosunlu kayada kayıverdi birden… Boylu boyunca
kapaklandım suyun içine… Nefes boruma kaçan suyun etkisiyle öksürmeye
başlamıştım ki, Hasan iki adımda yanıma geldi, elini uzatıp
yakalayıverdi elimi, tutup hızla kendine çekti. Kaldırıp kucakladı. Kuş
gibi kaldırıp kollarının arasına aldığında hala öksürüyordum. <br />
<br />
Yine iki adımda dere kenarına çıktık. Buz gibi suyun etkisiyle
dişlerim resmen trampet çalıyordu. Titriyordum. Belden yukarısı çıplak
adam ıslak ayaklarıyla hiç etkilenmemiş görünüyordu soğuk sudan… Beni
kucağından indirip ayaklarımı yere bastırdı.<br />
<br />
Üstümdeki sırılsıklam olmuş askılı tişört ıslak bedenime
yapışmış, tüm hatlarım meydanda, sanki hiçbir şey giymemişim gibi
duruyordu. Meme uçlarım tüm ayrıntılarıyla tişörtün ıslak kumaşından
görünüyordu. Hasan elini uzattı, ıslak tişörtün yakalarından tutup cart
diye yırttı, bir anda çıkarıp attı.<br />
<br />
Neye uğradığımı şaşırmış, aptal aptal bakınıyor, memelerimi
kapatmaya çalışıyordum. Hasan eğilip yerdeki kalın oduncu gömleğini alıp
sırtıma geçirdi. Gömleğini battaniye gibi sardı ıslak ve çıplak
bedenime… Kollarıyla da kendine çekip sımsıkı sardı beni…<br />
<br />
Ohhh… İyi gelmişti. Ayının ter kokan gömleğinin sıcaklığı
içimi ısıtmıştı bir anda… Başımı kıllı göğsüne gömmüş, gözlerim kapalı,
kendimi kollarına bırakmıştım. Neden sonra, dişlerimin takırdaması
geçince kendime geldim, kollarından sıyrılıp kurtuldum, kendimi geriye
çektim biraz… Üç erkeğin gözleri benim üzerimdeydi. Üçü de hayran hayran
bana bakıyorlardı.<br />
<br />
Baktım, üstümdeki oduncu gömleğinin önü tamamen açıktı. Benim
kavun irisi memelerim meydanda, uçları parmak gibi kabarmış vaziyette,
memelerim inip kalkıyor… Elimle gömleğin yakalarını tutup örtmeye
çalıştım ne kadar örtebilirsem… Tabi bu arada iki tecavüzcü adayım da
göreceklerini çok yakından görmüşlerdi.<br />
<br />
“Offf…” diye inledi Hasan. Uzattığı elinden kaçınmama rağmen
göğüslerimi zorla avuçlayıp okşadı… “Harikasın yavrum. Senin gibisini
görmemiştir bu dağlar… Taş gibi memelerin var anam avradım olsun”<br />
<br />
“Dokunma bana…” diye tısladım, memelerimi avuçlayıp acıtan eline vurdum. Güldü,<br />
<br />
“Az önce sarılıyodun bana yavrum? Dokunma demiyodun, içime gircektin.”<br />
<br />
“Donuyordum ondan… Sana bayıldığımdan değil geri zekalı…”<br />
<br />
Bu kez tokat benim yanağımda patladı. Kocama vurduğu kadar
olmasa da yine canım yanmıştı. Ay diye bağırıp yanağımı tuttum.
Kıvılcımlar çakıyordu gözlerimde, yanağım kıpkırmızı yanıyordu. Islak,
uzun saçlarımdan tutup başımı çekti, dudaklarını hırsla, sertçe
dudaklarıma bastıra bastıra öptü. Sonra da geri çekti, gözlerimin içine
bakarak,<br />
<br />
“Terbiyeli ol. Yoksa başına geleceklerden ben sorumlu olmam. Ayağını denk al kadın…”<br />
<br />
Adamın kuvvetli pençeleri etime geçtiği yeri morartırcasına
sıkıyor, canımı yakıyordu. Çırpındım umutsuzca, kaçmaya çalıştım,
beceremedim. Pençelerinden kurtulamadım. Beni tuttuğu gibi sürükledi,
biraz ilerideki çimenlerin üzerine yatırdı zorla…<br />
<br />
Ben altında çırpındıkça hoşuna gidiyor, gevrek gevrek gülerek
çaresizliğimle alay ediyordu. Arada bir eğilip tüm ağırlığını üstüme
veriyor, altında ezerek dudaklarıma yumuluyor, öpüyordu. Çıplak göğsünün
kıllarını meme uçlarımda hissediyordum öpmek için eğildiğinde…<br />
<br />
Yoruldum sonunda… Çırpınmaktan vazgeçtim, kollarım iki yana
düştü hareketsiz… Üzerimdeki ayı her yerimi ayrı mıncıklıyor, bıyıkları,
sakalları yüzüme, yanaklarıma, boyunlarıma bata bata öpüyordu her
yerimi… Gömleğin yakalarını iki yana açmış, meydana çıkan memelerimi
avuçluyor, sıkıyor, uçlarını parmaklarının arasında ovalıyordu.
Kasıklarım karıncalanmaya başladı birden… Meme uçlarımdan bir elektrik
akımı tüm vücuduma yayılıyordu sanki…<br />
<br />
Hasan ellerimi tutup başımın üzerinde birleştirdi, bastırdı.
Kasıklarını kasıklarıma bastırıyor, kıpırdamama fırsat bırakmıyordu.
Pantolonunun önündeki sertliği hissettim durunca… Taş gibi batıyordu
karnıma, göbeğime… <br />
<br />
Ben hareketsiz durunca bacaklarıyla bacaklarımı aralayıp
arasına girdi, sertliğini kadınlığıma yapıştırdı. Zaten kısacık etek biz
boğuşurken sıyrılmıştı belime kadar, altım çıplak vaziyetteydim.
Pantolon kumaşının üzerinden penisinin sıcaklığını hissettim organımın
dudaklarında…<br />
<br />
“Ihhh…” diye inledim. Kendime inanamıyordum. Bu kadar kaçınma,
mücadele, çırpınmanın sonunda zevk alıyordum. Ayının sikinin sıcacık
teması beni zevkten inletiyordu.<br />
<br />
Son darbe oldu bu… İnlememi duyunca daha bir hırslandı adam…
Dudaklarımı kemirmeye, memelerimi acıtarak yoğurmaya, bedeninin
ağırlığını arttırmaya başladı. Başımı yana çevirdim gözlerimdeki isteği,
şehveti görmesin diye… Daha kötü oldu.<br />
<br />
İki erkek bizi izliyordu biraz ötemizde… Elini pantolon
fermuarını açıp içeriye sokmuş, sikini avuçlayan Rıfat ve burnunun
kanları kurumaya yüz tutmuş kocam… Gözleri açılmış, heyecanla bize
bakıyorlardı. Benim çıplaklığıma, Hasan’ın altında kıvranmama… <br />
<br />
“Zevk alıyo ağam… Orospu zevk alıyo…” dedi diğeri… Kocamın
yanında hem de… Sanki kocam farkında değilmiş gibi… Üstümde beni yiyip
duran azgın köpek zevk aldığımı hissetmiyormuş gibi…<br />
<br />
“He gardaş… Zevklenmeye başladı kahpe… Yarağın tadını aldı
ucundan… Gör bak, neler yapacak bu orospu, nasıl alcak benim yarağı… Sen
ne diyosun züppe? Zevk alıyo de mi? Bunca yıldır siktiğin karın senin…
Sen daha iyi bilirsin? Söylesene ulan…” Kocam gözleri parlayarak
cevapladı adamı,<br />
<br />
“Evet… Daha iyi bilirim. Zevk alıyor…”<br />
<br />
“Sikeyim mi karını ulan? Senin önünde sikeyim mi ha? Cevap ver
züppe…” Rıfat gülerek kocamın ensesine bir tokat attı hafifçe,<br />
<br />
“Söyle ulan, ağam siksin mi karıcığını?” Kocam gözlerini bir an bile ayırmamıştı benden…<br />
<br />
“Evet…” dedi heyecanla…<br />
<br />
“Ne evet? Siksin mi, söylesene…”<br />
<br />
“Evet… Siksin… Karımı siksin… Amına koysun… Karımın da
istediği buydu zaten… Siksin karımı… Siz bakmayın, numara yapıyor.
Amcığı sulanmıştır bile orospunun… Siksin karımı… Sen de sik… İkiniz de
sikin kahpeyi… Ben doyuramadım yarağa, siz doyurun bari… Sesi kesilsin,
yarak diye diye bağırmasın”<br />
<br />
Kahkahalarla güldü ikisi de… Kocam da pantolonunu indirmiş,
kalkmış sikini okşuyordu şimdi… Bana… Bu dere kenarında, elin ayısının
zorla sikmek üzere olduğu karısına baka baka…<br />
<br />
Hasan elini araya sokup pantolonun fermuarını indirdi, sikini
çıkardı dışarıya herhalde ki, hemen arkasından suda buz kesmiş
kasıklarımın, kadınlığımın üstünde çıplak erkekliğinin ateş gibi
sıcaklığını duydum.<br />
<br />
İster istemez bacaklarım aralandı biraz daha… Ateş gibi yanan
sikini benim yanmaya başlayan amımın dudaklarına sürttü. Evet, az önce
buz gibi dere suyunun içinde donan amım şimdi yanıyordu. İstiyordu.
Islanıyordum git gide…<br />
<br />
Başımı kaldırıp görmeye çalıştım onu… İçime girmeye çalışan
erkekliğine baktım. Kıllı bedeninde traş ettiği kasıkları, bileğim
kalınlığındaki erkekliği, mor renkteki amıma dayanmış kocaman başı…
Başım dönmeye başladı.<br />
<br />
O demir gibi, ateşten yanan sikinin gövdesini sürtüp durdu bir
süre… Kabaran klitorisimin üzerinde ıslak ıslak gidip geldi kalın
yarak… Kıvrandım… Kalçalarım hareketlenmeye başladı. Altımdaki çimenler
sırtımı, üstümdeki ayının kılları ön tarafımı okşuyordu sürekli… Zevkten
inliyordum artık, kıvranıyordum… Dayanamıyordum. Biraz daha açtım
bacaklarımı, içime alabilmek için araladım. Biraz daha…Üstümdeki ayı
durdu,<br />
<br />
“Ne dersin sultanım? Ağzına layık mı yarrağım? Amın kabul eder
mi? Sikeyim mi seni? Bak, kocandan izin aldım. Sik karımı diyo pezevenk
kocan… Sen de istiyo musun sikmemi?”<br />
<br />
“Evet…” dedim belli belirsiz… Hala duruyor, hareket etmiyordu.
Huzursuzca kıpırdandım. Sesimi yükselttim bu kez, istekle,
sabırsızlıkla bağırdım. “Evet… Sik beni… İstiyorum işte… İstediğimi
biliyorsun hayvan… Sikini istiyorum senin… Yarrağını… Sok artık…”<br />
<br />
Sokmadı. Siki kadınlığımın üzerinde dururken eğilip
dudaklarımı öptü nazikçe… Titredim. Zevkle ürperdim. Başımı kaldırıp
dudaklarını aradım ben de… Alt dudağımı hafifçe ısırdı vahşi herif… Bu
hareketi kanımı daha çok kaynattı. Belden yukarımı kaldırıyor,
memelerimi onun göğsüne sürtmek, dudaklarını öpmek için kıvranıyordum.
Düpedüz gözlerimden yaş geliyordu artık,<br />
<br />
“Ohhh… Hadi erkeğim… Hadi sik beni… Becer… Yalvartma beni artık… Sok şu sikini içime… Yarağını sok. Hadi… Hadi… Sikk…”<br />
<br />
Am dudaklarımı zorlayan erkekliğin başı içime girdi. Yumruk
gibiydi kapımda… Hissediyordum onu… Kalınlığını… Sonra bir anda amıma
gömdü sikini… Aahhh… İnsafsızca, vahşice gidip gelmeye başladı
vajinamda…<br />
<br />
Canım yanıyordu kalın yarak içimi yardıkça… Ama daha fazla da
zevk alıyordum. Artık aldığım zevki saklayamıyordum onlardan… Feryat
figan, bağıra bağıra sikiliyordum mağara ayısının altında… İlk orgazmımı
yaşattı bana… Durmadan devam etti. İçinden sular fışkıran amımda gidip
geldi.<br />
<br />
Ellerimi bırakmıştı çoktan… İnip kalkıyordu üstümde durmadan…
Az önce boşalmama rağmen zevkten kıvranıyordum. Amımda durmaksızın,
dinlenmeksizin gidip gelen sikin sürtünmeleri öldürüyordu beni… Boynuna
sarıldım. Bedenimi onun kıllı bedenine yapıştırdım. Memelerim ezildi.
Boynunu ısırdım zevkten… O da acıyla, zevkle inledi. Hoşuna gitmişti
dişlerimi omuzlarında hissetmek…<br />
<br />
Kendine yakışanı yaptı. Ayı gibi böğürdü boşalmaya
yaklaştığında… Kulağımı yalarken zevkten hırıldıyordu. Bacaklarımı
beline doladım. Altında yuvarlandım. Ne istediğimi anladı hemen, yana
devrilip beni üstüne çekti.<br />
<br />
Bir kısa zaman dilimi bekledim hareketsiz… Hemen gelmesini
istemiyordum. Sonra ellerimi göğsüne koydum, oturup kalkmaya başladım
üstünde… Çılgın bir tempo tutturmuştuk ikimiz de… Gözlerim kısılmış,
dudaklarımı ısıra ısıra amımdaki yarağın zevkine varıyor, her hücremde
hissediyordum kalınlığı…<br />
<img src="https://33.media.tumblr.com/011e8e921615988971791c33fc9fbdf0/tumblr_nc776j90jI1sfxd6jo1_500.gif" /><br />
<br />
Ben kalın yarağın üstünde inip kalkarken dudaklarımı öptü biri…
Gözlerimi açtım. Rıfat… Soyunmuş, çırılçıplak yanımıza gelmişti… Ben de
öptüm. Diliyle yaladı dudaklarımı… Öpüştük. Ayağa kalktı sonra… Kalkmış
sikini ağzıma dayadı. Onun siki de epey hatırı sayılır bir uzunluğa
sahipti. Damarlarını okşadım dilimle, ağzımın içine alıp emdim. Alttan
Hasan sona yaklaşmış, memelerimi avuçlarken, hızla, hırsla vajinamın
içine içine vurduruyor, darbeleri beni sıçratırken, ben ağzımın içinde
Rıfat’ın sikini emiyordum.<br />
<br />
Hasan sonunda amıma boşaldı. Son bir kasılmayla döllerini
içime püskürtürken ben ikinci kez gelmeye başladım. Gözlerim kaydı,
Rıfat’ın ağzımdaki sikini çıkarıp beline sarıldım düşmemek için… Rıfat
saçlarımı kavramış, tükürüklerimden ıslanan sikini sıvazlayarak otuzbir
çekiyordu hızla… O da spermlerini yüzüme attırdı kısa sürede… Dalga
dalga yüzüm gözüm bembeyaz spermleriyle kaplandı.<br />
<br />
Kendimi sırt üstü yan tarafa, çimenlerin üzerine bıraktım.
Hasan yattığı yerde kalmıştı. Rıfat diz çökmüş, kendine gelmeye
çalışıyordu. Kendime hayret ediyordum. Kocamla sıcacık yatağımızda yeni
evliyken bile beraber boşalmamıştık hiç… Erken gelirdi hep… Beni sik
gibi bırakırdı tek başıma… Bugün üç kişi birden aynı anda
boşalabilmiştik. İki erkeği mutlu edebilmiştim. Kendim de bulutların
üzerine çıkmıştım adeta…<br />
<br />
Ben bunları aklımdan geçirirken kocamın gölgesi düştü üzerime…
Siki elindeydi. O da sıvazlıyordu sikini… Yüzüne baktım.
Yalvarırcasına, aç kalmış bir kedi yavrusunun gözleriyle bakıyordu bana…
Haline acıdım zavallının… Bacaklarımı araladım, elimle amımın
dudaklarını ikiye ayırdım. Hasan’ın dölleri süzülüyordu am
dudaklarımdan…<br />
<br />
“Sen de sikmek istiyorsun galiba kocacım…” dedim.<br />
<br />
“Evet… Lütfen… Bırak gireyim içine…” diye yalvardı, elindeki yarı sert minik sikiyle…<br />
<br />
“Ama beni az önce siktiler aşkım…” Elimi uzatıp Hasan’ın elini
sıktım mutlulukla, teşekkür edercesine… Minnetle… Kocama döndüm, “Koca
yaraklı biri az önce sikti beni… Amımda senin değil, yabancı bir erkeğin
dölleri var… İçime boşalttı taşaklarını… Bak, beyaz beyaz nasıl akıyor
spermleri…” Gözleri oramdaydı… İstekle parlıyordu o gözler… Ne istediği
öylesine belliydi ki… İstediğini vermeliydim ona…<br />
<br />
“Evet karıcım… Dölleri akıyor…” dedi fısıltıyla…<br />
<br />
“İstersen temizle onları, öyle sik beni kocacım… Beni siken
koca yaraklı erkeğin döllerini yalaya yalaya temizle amcığımı… Sonra
sikmene izin veririm belki…” Kocam önümde diz çökünce Hasan yan
tarafımda güldü,<br />
<br />
“Ulan züppe? Yapacak mısın karının dediğini yoksa?”<br />
<br />
“Yapcak valla ağam… Bakışlarını beğenmedim ben bunun…” diye atıldı Rıfat da…<br />
<br />
Kocamsa aldırmadı bile onların alaylarına… Dizlerinin üstünde
yaklaştı, bacaklarımın arasına girdi. Hala amıma bakıyordu şaşkın
şaşkın… Sonra başını eğdi, kasıklarıma kapandı, dilinin ucuyla
klitorisime dokundu. En hassas yerimdi ve kocamın dili titretti,
ürpertti beni… Sonra da o dilini amımın dudaklarında boydan boya
gezdirmeye başladı.<br />
<br />
Sündüre sündüre emiyordu amımı… Daha aşağıya indi, diliyle
kadınlığımın her tarafını yalıyor, Hasan’ın hala içimden oluk oluk
süzülmekte olan döllerini temizliyordu. Dudaklarını olduğu gibi am
dudaklarımın üzerine kapattı bir kadınla dudak dudağa öpüşürcesine,
vantuz gibi emdi, yaladı yuttu…<br />
<br />
Saçlarından tutup başını çektim yukarıya… Doğrulup kalktığında
ağzı burnu ıslaktı kocamın… Gözleri parlıyordu. Amımdaki yabancı bir
erkeğin spermlerini yalayıp yutmak sikinin iyice sertleşmesine
yaramıştı. Bense adeta bir sokak köpeği gibi amımı yalayan kocamın
dilinin etkisiyle uçuşa geçmiştim tekrar… <br />
<br />
“Mımmm… Hadi gir artık içime kocacım… Sen de sik beni…
Sikilmiş karını sen de sik bebeğim… Sikemiyorsun ama, amcığımı çok güzel
yalıyorsun… Hakkını yemeyeyim…” dedim istekle…<br />
<br />
Dediğimi yaptı. Diğer erkeklerin yarısı büyüklüğündeki sikiyle
ıslak amımda gidip gelirken boynuna sarılıp bir bebek gibi kendime
çektim kocamı… Öyle tahrik olmuştum ki… Az önce sikilmiş amıma kocamın
da girmesi, beni sikmeye çalışması beni öylesine tahrik etmişti ki…
Kasılmaya başladım. Sonunda kocam da boşaldı içime… Yanıma devrilip
kaldı.<br />
<br />
Yattığım yerden kalktım, derenin kenarına gidip suya girdim.
Elimi yüzümü, erkeklerin spermleriyle kaplı bedenimi yıkadım, temizledim
bir güzel… Geriye döndüm, Hasan’ın gömleğini alıp kurulandım. Sonra da
gömleği yere serip plaj havlusuna yatar gibi çırılçıplak uzandım sırt
üstü, ellerimi başımın altına koydum… Doymuş, rahatlamış, huzur
doluydum. O seks yapamamanın verdiği gerginlik bitmişti artık… <br />
<br />
Erkekler de suya girip temizlendiler. Sonra da giyinmeye
başladılar. Gözleri bendeydi yine… Hiç sakınmadan çıplak yatışıma
bakıyorlardı hala doymamış, aç gözlerle… Bacaklarımı aralayıp tüysüz
kadınlığımı okşadım bir güzel… Sonra da,<br />
<br />
“Eeee? Şimdi ne yapıyoruz bakalım?” dedim beklentiyle… Hasan
ile Rıfat bakıştılar bir an, sonra bir kocama, bir bana baktılar.
“Burada bitecek mi? Bu kadar mıydı?” dedim gülümseyerek, şımarık bir
edayla…<br />
<br />
“İstersen benim çiftliğe gidelim sultanım, orda devam ederiz.”
dedi Hasan. “Cip şu ilerde… Daha rahat ederiz orda, di mi Rıfat?”
Rıfat gözleri bende,<br />
<br />
“He valla ağam, ben de doymadım daha bu güzelliğe… Bi güzel
dadına bakaydım iyiydi.” Kocama döndü, “Avradın hasıymış senin karı
beyim… Cins kısrak gibiymiş yemin olsun. Zaptedene aşk olsun… Ama merak
etme, ağam doyurur senin kısrağı…” Hasan gülerek,<br />
<br />
”Hadi sen de bizimle gel boynuzlu pezevenk… Gel de doymaz
karını nasıl doyurduğumu gör, nasıl siktiğimi seyret… Arada sen de
sebeplenirsin sayemizde… ”<br />
<br />
Hasan elimi tutup kalkmama yardım etti. Ayağa kalkınca sarılıp
dudaklarımdan öptü, memelerimi, kalçalarımı sıkıp bıraktı. Üç erkeğin
arasında çırılçıplak bekledim. Rıfat iki parça giysimi, ayakkabılarımı
toplayıp geldi etraftan…<br />
<br />
Tişörte baktım, iki parça olmuştu Hasan yırtınca, giyilecek
hali kalmamıştı. Hasan gömleğini uzattı tekrar… Çıplak bedenime onun
erkek kokusu sinmiş gömleğini geçirdim, kokusunu içime çektim. Eteğim
hala ıslaktı, kurumamıştı, giymedim. Hasan’ın gömleği anca kalçalarımı
örtüyordu, yeterliydi. Kendisi de cipten atletini alıp giydi. Yola
çıktık hep beraber…<br />
<br />
Çiftlik yoluna sapan üstü açık cipin önünde, Hasan’ın yanına
kurulmuş, saçlarım uçuşarak giderken beni nelerin beklediğini hayal
etmeye çalışıyordum. Rıfat ile kocam arkadaydı.<br />
<br />
Hasan’ın bir eli direksiyonda, bir eli üstümdeki tek giysi olan
oduncu gömleğinin altında, bacaklarımı okşuyor, çıplak amımı karıştırıp
duruyordu. Arkama, deri koltuğa yaslanıp bacaklarımı araladım. Kendimi
memnuniyetle koca ayımın pençelerine, ıslak amıma girip çıkan dolma gibi
parmaklarına bıraktım.<br />
<br />
Artık mutluydum.<br />
<br />
<img src="http://38.media.tumblr.com/7de149cc3aa18564190e419d7441a7c8/tumblr_nc7r19rHsD1tlfee1o1_500.gif" />Fotocuhttp://www.blogger.com/profile/10626303701104549375noreply@blogger.com45tag:blogger.com,1999:blog-6625084720983553908.post-90507935841977501302014-10-14T05:05:00.001-07:002014-10-14T05:05:08.501-07:00İktidarsız Kocamla Artık Sikişmiyorum<img src="http://38.media.tumblr.com/2d283ea9159e158ff7c53ea38fe60b61/tumblr_n9taojQ4z41svwz07o1_400.gif" /><br />
İktidarsız Kocamla son sikişmemiz<br />
Daha kocam titrek , ezik sesiyle “Gül…” dediği anda anladım. Yine
aynı şey oluyordu. İçim karardı birden… Üstümde, bacaklarımın arasında
gidip gelen kocamın alnında ter damlaları birikmiş, yüzü kızarmıştı.
Utangaç gözlerle bana bakıyordu,<br />
<br />
“Yumuşadı di mi?” dedim bıkkınlıkla… “İçimde hissetmiyorum bile… Yumuşadı seninki… İndi…”<br />
<br />
“Evet…” diyerek yorgun bir nefes koyuverdi, başını boynumun
yanından yastığa koydu destek almak ister gibi… Daha üstümdeydi. Yumuşak
etini içimden çıkarmamıştı. Kalçamı indirip kaldırarak bir ümit
çabalamaya başladım. Bir yandan sırtını, kollarını okşuyor, bir yandan
onu tahrik edecek, sikini sertleştireceğini umduğum pis şeyler
konuşuyordum,<br />
<br />
“Hadi aşkım… İçimdesin bak… Sen istedin sevişmeyi… Beni de
istettirdin… Ohh… Hadi, kaldır şunu… Sik beni… Amcığım sikilmek istiyor…
Sularımı akıttın uğraşa uğraşa… Bitir benim işimi… Sik… Yoksa…” Kocam
başını kaldırıp bana baktı,<br />
<br />
“Yoksa?” Ne istediğini anladım. Sikini kaldırabilmek için her
zaman oynadığımız oyunu istiyordu. Benim başka erkeklerin altına
yattığımın, onlarla seviştiğimin hayallerini kuruyorduk, bazen yararı da
oluyordu bunun… <br />
<br />
“Hadi söylesene… Kalkmazsa ne yaparsın? Yoksa…? Devam et..”<br />
<br />
“Yoksa gider birine siktiririm kendimi…”<br />
<br />
“Ohh azgın fahişe seni… Orospu…”<br />
<br />
”Gider başka erkek bulurum. Anlıyor musun? Siki kalkan,
sikişirken siki inmeyen, beni sikecek erkek bulurum. Ohhh… Bir güzel
siktiririm kendimi… Hem de senin önünde… Sen de bakarsın di mi kocacım?”<br />
<img src="https://38.media.tumblr.com/02e9357c363ccc370432da7809cc45f8/tumblr_nake1yjdBf1sfkfqio1_500.jpg" /><br />
“Ohhh… Evet…” dedi. Sikinde biraz hareketlenme oldu sanki o arada… Biraz sertleşti mi ne?<br />
<br />
“Mmmm… Senin önünde sevişirim onunla… Yarrağını yerim… Bir güzel siker beni… Yarağa doyurur beni…”<br />
<br />
“Azgın karım benim… Ohhh… Devam et… Kim o peki? Kim sikiyor
seni?” Gözümün önünden çevremizdeki erkekler resmi geçit yaptılar.
Hangisini söylesem bilmem ki…<br />
<br />
“Murat…” dedim.<br />
<br />
“Kim Murat? Su getiren mi?”<br />
<br />
“Evet o… 1.90 boy var adamda… Ayı gibi… Damacanaları kaldırıp
indirmekten bacağım kadar pazuları olmuş. Oh kocacım… Bir görsen… Su
getirdiğinde nasıl şişiyor o kollar… O kaslar…”<br />
<br />
“Ohhh… Evet… Ama ezer seni o ayı aşkım…”<br />
<br />
Boynuna sarıldım, kalçalarımı oynattım altında… Evet, biraz
sertleşmişti kocamın siki… Devam etmek lazımdı. Yelken rüzgarı almıştı,
yelkenleri indirmemem, yarı yolda kalan gemiyi karaya çıkarmam
gerekiyordu.<br />
<br />
“Ezsin… Altında ezileyim ben onun… Yeter ki siksin beni… Ne yarak vardır onda di mi kocacım?”<br />
<br />
“Evet aşkım… Kocaman siki vardır. O boyda, o bedende mutlaka
kocaman, kalın yarak vardır bebeğim. Onunla siker seni… Amcığına geçirir
o yarağını…”<br />
<br />
“Telefon ederim, çağırırım, su getir derim. Şimdi… Kapıyı
çalınca böyle, olduğum gibi giderim. Çırılçıplak…” Kocamın kalçaları
hareketlendi, sikini biraz hissetmeye başladım. Devam…<br />
<img src="http://38.media.tumblr.com/843dc6b4ce90883de1b90334d065a1bd/tumblr_nbdwq1EuRZ1tymyxio1_400.gif" /><br />
“Uhh… Sonra karıcım?”<br />
<br />
“Beni çırılçıplak görünce şaşırır garip… Kalakalır… Omuzundaki
damacanayla beraber atletinin yakasından tutar, içeriye çekerim.
Kapıyı kapatırım. Sonra sarılırım ona çıplak bedenimle… Bacaklarımı
aralarım. O ayakta, koca damacana omzunda hala… Şaşkınlığından bırakmayı
akıl edemiyor. Zevk suları akan amımı onun kot pantolonuna sürtünürüm.
Parmak uçlarımda yükselirim. Dudaklarına yumulurum. Bıyıkları batar
dudaklarıma… Oohhh…”<br />
<br />
“Siki kalkar hemen di mi?”<br />
<br />
“Tabi kalkar kocacım… Bekar adam… Am sikmeye susamıştır. O da
açtır benim gibi sikişmeye… Kalkmaz mı hiç? Ohhh… Anında, beni görür
görmez kalkar… Kotun üstünden avuçlarım sikini, öpüşmeye devam ederken…
Okşarım… Sıkarım… Fermuarını indiririm sonra… İçinde don yok namussuzun…
Kot var sadece… Siki taş gibi… Zor çıkarırım dışarıya… Ooohhh…
Kocamanmış dediğin gibi… Kolum kadar… Tam ağzıma layık… Mıımmm…”<br />
<br />
“Ağzına al o yarağı bebeğim… Yala… Em…”<br />
<br />
“Emerim tabi… Kaçırır mıyım? Diz çökerim önünde… Başı yumruk
gibi olmuş. Ucunda, deliğinde hafif ıslaklık… Zevk suyu gelmiş. Dilimle
yalarım önce… Taşaklarının kokusu burnumun deliklerinde… Erkek kokusu…
Başım döner. Ağzıma almaya çalışırım. İnler çocuk… Zorlukla sokarım
ağzıma… Emerim… Başını… Ağzımın içinde dilimle sıkıştırırım, yalarım
emerken… Mımmmm…”<br />
<img src="http://33.media.tumblr.com/f535450ea098bdddc3329b6b69554270/tumblr_nbifb1gCUb1rozvkio1_500.gif" /><br />
“Ohhh… Yala karıcım… Yala adamın sikini… Dudakların kıpkırmızı rujludur.”<br />
<br />
“Evet, tam senin sevdiğin gibi… Kıpkırmızı dudaklarım… Etli
etli… Adamın sikini öptükçe sikinde ruj izleri kalır kırmızı kırmızı…”<br />
<br />
“Hadi yatağa getir adamı artık…” Evet, kocamın siki
kalınlaşmış iyice… Kalçaları inip kalkıyor. Mutlulukla ellerimi
kabalarına koyup o inip kalkış hareketini, içimde gidip gelen sikini
hissediyorum.<br />
<br />
“Tabi, boşalmasın hemen… Sikini bırakırım. Bedenini, o
damacanayı tutmaktan gerilen kaslarını okşaya okşaya yükselirim. Kulak
memesini yalarken “Hadi bebeğim” derim. “Gel içeriye. Yatakta sik beni.
Kocamın yatağında sik lütfen.” Derim fısıltıyla… O da damacanayı yere
bıraktığı gibi yerine beni alır, kollarının arasında yatak odasına
uçurur beni…”<br />
<br />
“Ohhhh… Orospuu… Kocanın yatağında ha? Pis fahişe… Azgın köpek seni….”<br />
<br />
“Evet… Azgın bir orospuyum ben… Sen yaptın beni böyle pezevenk
adam… Sikseydin güzel güzel, böyle olmazdı işte… Fahişe yaptın beni…
Bedava fahişe… Sana söylemiştim, cezanı çekeceksin. Senin yanında
siktiricem kendimi demiştim sana… Ohhh…”<br />
<br />
“Hem de utanmaz fahişesin sen… Utanmayacak mısın benim yanımda sikişmeye başkasıyla, ha?”<br />
<br />
“Utanmıyorum işte… Azgın, yüzsüz orospunun tekiyim ben…
Sikişmekten başka bir şey düşünemiyorum. Mutlaka sevişmeliyim. Hem de
senin yanında yarak yemem lazım ki, sana ceza olsun.”<br />
<br />
“Uhhh… Benim yanımda… Evet…”<br />
<br />
“Murat seni görünce şaşırır. Yatağın kenarında oturup bize
bakıyorsun. Elinle önünü kapatmışsın. İnmiş sikinden utanıyorsun.
Gösteremiyorsun. Ezik, büzük, bakıyorsun bize… Elinden çekerim, yatağa
sürüklerim onu…<br />
<br />
O sana hayretle bakarken ben telaşla üstünde ne varsa
çıkartır atarım. Ne var ki zaten? Bir tişört, fermuarı açık bir kot…
Göğsü siyah, kıvırcık kıllarla kaplı… Bir çizgi halinde aşağıya iniyor,
göbeğine, ordan kasıklarına… Kasıklarındaki kılları uzatmış… Kıvırcık
pırıl pırıl kılların arasında siki yay gibi havaya dikilmiş. Ooohhhh…<br />
<br />
Ayaklarındaki botlara takılır pantolon, çıkmaz. Ama Murat da
aldırmaz. Pantolonu ayak bileklerinde, saçlarımdan tutar, sikine
bastırır yüzümü… Gırtlağıma kadar ağzıma sokar sikini… Boğulacak gibi
olurum. Ona da aldırmaz. Saçımdan tutup ağzıma sokup çıkartır sikini…
Tükürüklerimden, salyalarımdan ıslanır, parlar koca yarak…”<br />
<img src="http://media.tumblr.com/d7ce707360a6c01b0a2c0c7e6bd48e5a/tumblr_nb354yKAPM1tymyxio1_500.gif" /><br />
“Ohhh… İğrençsin Gül… Devam et, hadi…”<br />
<br />
“İyice ıslanınca saçımdan tutup ayağa kaldırır, döndürür,
yatağa domaltır beni… Öyle azmışım ki… Amımın suları bacaklarımdan
akıyor… Sonra da… Ohhh… Sikin iyice büyüdü hayatım… İçimde hissediyorum
artık sikini… Ohhhh…”<br />
<br />
“Devam et pis orospu… Amına koduğumun fahişesi… Nasıl siktirdiğini anlat…”<br />
<br />
“Amıma koyuyorsun zaten… Ama önce Murat koyuyor amıma… Beni
domalttığı gibi o koca yarağını amcığıma geçiriyor… Aaahhh diye bir
feryat koparıyorum. Seninkinin iki katı alet… Amcığımı yarıyor adeta…
Canım yanıyor… Offf…” Kocam üstümde gidip gelirken dudaklarımı öpüyor bu
arada…<br />
<br />
“Canım, kıyamam sana… Söyle ona acıtmasın…”<br />
<img src="http://38.media.tumblr.com/9c11b871ff4a7fa62c7052b2676ae335/tumblr_nay570gu101thslauo1_500.gif" /><br />
“Sen söylüyorsun, “karımın canını yakma lütfen, güzel güzel siksen
olmaz mı?” diye yalvarıyorsun Murat’a… Murat bir an durup sana bakıyor…
Senin inmiş sikine… “Siktir lan pezevenk” diye hakaret ediyor sana…
“Erkek olsaydın da sen sikseydin istediğin gibi… ” diyor. Sen susuyorsun
allak bullak… Durdu diye bu kez ben kızıyorum çocuğa, kalçalarımı
oynatıyorum, “Oh, hadi Murat” diyorum. “Sen bakma o pezevenge… Sen beni
sikmeye devam et… Şimdi siki kalkar onun ben sikildikçe… Benim
sikilmemden zevk alır benim kocam…” diye yumuşatırım erkeğimi…”<br />
<br />
“Ohhh…. Fahişe… Orospu… Bari onun yanında söyleme pezevenk
diye kaltak karı… Ne yapayım, senin sikilmenden zevk alıyorum ben… Senin
zevk almandan ben zevk alıyorum, biliyorsun bunu…”<br />
<br />
“Neticede pezevenksin işte… Boynuzlu pezevengin tekisin…
Karını başkalarına siktiriyorsun. Karını siktirmekten zevk alıyorsun.
Oturduğun yerde eğilip bakıyorsun koca yarak amcığıma nasıl girip
çıkıyor diye… Ben göremiyorum tabi, arkamdan sikiyor beni… Nasıl güzel
mi görüntü?”<br />
<br />
“Oh, harika karıcım… Yara yara giriyor amına koca yarak… Öyle
kalın ki, sokarken zorlanıyor biraz… Damarları şişiyor bir görsen…”
Yattığım yerde başımı kaldırıp omuzlarını dişliyorum kocamın…<br />
<img src="http://38.media.tumblr.com/2d6a5f2785fe34acb4b911e5d322ea16/tumblr_n4dm0oyERO1tnz9bbo1_500.gif" /><br />
“Ohhh… Sahi mi? Çok kalın di mi kocacım? Ohhh… Amımı yarıyor koca
yarak… Hissediyorum… Hem zevk alıyorum, hem acı duyuyorum girip
çıkarken…”<br />
<br />
“Evet… Evet… Çok kalın… Bilek gibi… Damarlı damarlı… Arada
hepsini çıkartıyor, başını görüyorum, mosmor olmuş… Amının sularından
ıslanmış, parlıyor. Sonra da bir anda amına gömüyor sikini… Oohhhh… ”<br />
<br />
“Anlat hadi… Devam et pezevenk… Nasıl giriyor amıma, anlat…”<br />
<br />
“Oh, görmen lazım… Nasıl giriyor yara yara… Klitorisin
kabarmış, parmak gibi olmuş, girip çıkarken kaygan sikine sürtünüyor
sikicinin… Amcığının dudakları ikiye ayrılmış nerdeyse… Çıkarken içinden
sularını köpürterek çıkıyor amcığından… Oh, hızlandı şimdi… Pompalıyor
seni… Taşaklarını hissediyor musun, klitorisine çarpıyor amına
gömdükçe… Koç yumurtası gibi taşakları var… Kıllı kıllı… Kasıklarının
kıllarını hissediyor musun peki? Uzun, kıvırcık kılları götünün deliğini
okşuyor, görüyorum.”<br />
<br />
“Ohhh… Evettt… Evet kocacımmm… Hissediyorum… Zevkten delirmek
üzereyim… Oohhh… Sikinin başı içimde yumruk gibi, rahim duvarlarıma
vuruyor… Tokmak gibi… Ortağın tokmaklıyor beni… Aaahhh…”<br />
<img src="http://33.media.tumblr.com/67dd643a0a545cd56161cb40a489e321/tumblr_nbirt2T1JX1qcypmeo1_1280.png" /><br />
İkimiz de kuduruyoruz artık… O sahne gözlerimizin önünde sanki…
İkimiz iki yandan köpürtüyoruz sahneyi… Sanki kocam sikmiyor beni de,
gerçekten Murat sikiyor… Öyle zevk alıyorum ki… Kocamın sırtına
geçiriyorum tırnaklarımı… Bacaklarım kasılmaya başlıyor. O orgazmın
dalgalarını sırtımda, omuriliğimde hissediyorum, ürperiyorum. Yay gibi
gerilmişim, ha geldim, ha geleceğim. Uçurumun ucundayım. Her an… Şimdi…<br />
<br />
Fakat ah…<br />
<br />
Telefon çalıyor o anda… Lanet olsun… Kocamın telefonu… İş için
kullandığı… Sesini sonuna kadar açmış pezevenk… Kulak zarımı patlatacak.
Tabi kocamın siki de… Lanet… Biliyorum başıma geleceği… Rüzgardan nem
kapan boktan sikini biliyorum… Aldırmadan kocamın altında kalçalarımı
indirip kaldırmaya, boynuna sarılıp dudaklarını, kulak memelerini öpmeye
başladım. Kulağına,<br />
<br />
“Aldırma… Aldırma sen ona kocacım… Devam et… Çok güzel sikiyorsun beni… Ohhhh… Hadi… Hadiii… Pompala beni… Sik…”<br />
<br />
“Off… Ben… Ben…” Hareketleri yavaşladı iyice… İçimde gidip
gelen sikin kalınlığı azaldı, ufaldı saniyeler içinde… “Benim… Buna
bakmam lazım karıcım… Bir tanem… Önemli olabilir…”<br />
<br />
Ve sonunda aklıma gelen başıma geldi. Siki tamamen söndü
amımın içinde… Varlığını hissetmiyorum bile… Öfke doldum bir anda…
Küfürler savurmaya başladım. Her şeye… Siki kalkmayan kocama… Telefonla
arayana… Telefon ziline… Bu adamla evlendiğim güne… Sikişmeye başlamadan
telefonları kapatmadığım için kendime…<br />
<br />
Üstümden inmeden etajerdeki telefona uzanmaya çalışan kocamı
itekledim öfkeyle… Neye uğradığını anlamadan yatağın yanına devrildi.
Altından kalktım, sandalyenin üzerine gelişigüzel atıverdiğim
giysilerimi aldım, banyonun yolunu tuttum.<br />
<img src="https://33.media.tumblr.com/b66eb4f0f5d203ad169151f7b32d9616/tumblr_nbmjxpkNCZ1qk7n29o1_500.jpg" /><br />
Duşun altında, soğuk su tüm vücudumu ürperterek damlalar halinde
süzülürken göz yaşlarıma karışıyordu. Sonunda gözyaşlarım da ben de
yatıştım. Soğuktan ve sinirden titreyen bedenimi havluyla kuruladım,
giysilerimi üzerime geçirdim. Bir kloş mini etek, bir tişört… Sütyenle,
külotla, teferruatla uğraşacak halim yoktu.<br />
<br />
Banyodan çıktığımda kocam hala yatağın kenarında oturuyor,
arayan kişiyle konuşuyordu fısır fısır, sanki benden, kendi düştüğü
durumdan daha önemli olabilirmiş gibi… Yüzüne bakmadan sert hareketlerle
gidip spor ayakkabılarımı ayağıma geçirdim, kalkıp kapıya yöneldim.
Karşısındaki duymasın diye telefonu eliyle kapatarak bana seslendi
kocam,<br />
<br />
“Gül, bekle… Nereye gidiyorsun karıcım?”<br />
<br />
Omzumun üzerinden yatakta oturan kocama baktım. Çıplaktı,
inmiş, pörsümüş siki bacaklarının arasında pek zavallı duruyordu. Onun
için önemli olan şey ellerinin arasındaki telefon ve onun temsil ettiği
şeylerdi, iş, para… Ben ve benim isteklerim, arzularım listenin en
sonundaydı onun için…<br />
<br />
“Sana söylemiştim iş adamı Yalçın bey…” dedim tıslayarak,
öfkeyle… “Ben sağlıklı bir kadınım. Benim de ihtiyaçlarım var. Sen
bunları gideremiyorsan, çıkıp giderecek birini bulmasını bilirim.”<br />
<img src="http://38.media.tumblr.com/76d73cc978d7d33bb9ffaef15a19567f/tumblr_nblidz8PFE1tymyxio1_400.gif" /><br />
“Neler saçmalıyorsun sen Gül? Aptallık yapma… Dur, dinle beni…”<br />
<br />
Hala elindeki telefonu bırakmamıştı yalvarırken bile…
Kulağındaki telefonda konuşanın söylediklerini de kaçırmamaya
çalışıyordu bir yandan… Kapıyı açtığım gibi çıktım, arkamdan çarparak
suratına kapattım.<br />
<br />
Derin bir nefes aldım. Tatile geldiğimiz dağ evinin
sundurmasında etrafımızı çeviren dağlardan gelen kekik, çiçek, çam
kokularını ciğerlerime çektim. Sonra da merdivenlerden indim. Evin
önünden geçen patika yolun köye inen yönüne sapacaktım ki vazgeçtim.
İnsan görecek halim yoktu hiç… Huzur arıyordum. Dağa çıkan tarafa
yöneldim. Hızlı adımlarla yürümeye başladım.<br />
<br />
Öfkeden öyle gözlerim kararmıştı ki, etrafımı çevreleyen
ağaçların, dağların üstüme saldıran acı yeşilliğini, güzellikleri bile
görmüyordu gözüm… Adımlarımı hızlandırdım, neredeyse koşarak yürüyordum
patika yolda, nereye gittiğimi bilmeden, öylesine…<br />
<br />
O yolun sonunda beni nelerin beklediğini bilmeden…<br />
<img src="http://media.tumblr.com/4417d1ace9eba16ddf1faaf03371f290/tumblr_n9ni7ywLui1qklg7yo1_1280.jpg" />Fotocuhttp://www.blogger.com/profile/10626303701104549375noreply@blogger.com102